
BAŞLIK: İçinde bulunduğumuz dönemlerde toplumlar arasında daha çok konuşulmaya ve ses getirmeye başlayan “liyakat” kavramının ne olduğunu ve neden bizleri çok büyük ölçüde ilgilendirdiğini bu yazımızla mercek altına almak istedik.
- Nedir bu Liyakat Düzeni ? Liyakat ilkesi, insanların belli pozisyonlara gelebilmeleri için o pozisyon özelinde belirlenmiş yeterliliklere sahipliğini ve bunların uygulamaya geçirilmedeki yetkinliklerini gözetir. Bu bağlamda bireyin pozisyona uygunluğundaki ölçütler; beceri ve eğitim seviyeleriyle sınırlı kalıp, hiçbir ideolojik veya siyasi görüş, din, dil, ırk faktörlerinin etkisinin bulunmaması toplumsal adaletin ve değerlerin korunması açısından önem taşımaktadır. Liyakat kavramının toplum bünyesinde refahın korunması ve yükseltilmesi açısından büyük değeri vardır. Gelişmiş toplumlar, her alanda liyakat ilkesinin gerekliliğini ve önemliliğini savunur. Bu kavramın gerektirdiği şeffaflık ve eşitlik ilkelerinin herhangi bir sistemde uygulamaya geçirilmemesi durumu o sistemin doğru ivmede gelişmesine bariyer oluşturur.
2. Nasıl fayda sağlar bu Liyakat Düzeni ? Günümüz dünyasında liyakat ilkesinin ortaya çıkmasında kapitalist ekonominin gerekleri etkili olmuştur. Bu görüşe göre devletin asli görevlerinden biri olan halkın kapital ve diğer değerlerini korumak için en iyi sistem liyakata dayalı sistemdir, zira liyakata dayalı sistemde iktidarlar değişse de idarenin sunduğu hizmet aynı kalacak, bu istikrar sonucu da halkın kapitalinin ve dolayısıyla ülke ekonomisinin büyümesi sağlanacaktır.(1) Liberal ve liyakata dayalı sistemin benimsendiği devlet düzeninde, devlet işleri siyasal süreçten ayrı olarak yürütülmelidir. Bu düşüncenin en büyük savunucularından Weber’e göre kamuda en maksimize verimlilik,en yüksek rasyonalitenin sağlanması amaç olmalıdır.Bunun için kamunun siyasi baskıdan uzak, tarafsız ve eşit bir şekilde işini yürütmesi gerekmektedir. Bunun tek yolu da liyakate dayalı sistemdir. Bu görüşe karşı özellikle ülkemizde siyasi düzenin devlet işlerinden ayrılamayacağını düşünenlerin sayısı epey fazladır. Bunun en büyük göstergesi olarak da ülkemizin en büyük hiyerarşik otoritelerinden olan Cumhurbaşkanlığı, Bakanlık ve hatta Rektörlük makamlarının günümüzde aynı zamanda siyasi bir mercii olması gösterilmektedir.(1)
3. Bütün bunların ışığında, devletin liyakate ve dolayısıyla şeffaflık ve eşitlik ilkelerine verdiği önem, ülkenin ve kurumların kalkınmasında büyük rol oynamaktadır. Bu kavramın layığıyla toplum düzenine işlenmesi için biz gençlere de gerekli bilgi birikimini edinip bu kazanımları gerek kendi çevremize gerek kamuoyuna anlatıp toplumun bilinçlenmesine ön ayak olmak düşmektedir. Biz de yazarlar olarak üniversitemizin gruplar arası bilgi aktarımı ve kamuoyunda yankı uyandırmayı kültür haline getirmiş olmasından yola çıkarak liyakatın önemini okurlarımıza bir kez daha hatırlatıp bu kültürün yaşatılmasına katkı sağlamak istedik.
4. Anayasamızın 70. maddesi: “ Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.”(2)
Kaynakça :
1 :T.C.ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU (İDARE HUKUKU) ANABİLİM DALI KAMU PERSONEL HUKUKUNDA LİYAKAT İLKESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Kübra İmran DİLER
2 : Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Kaynakça Notu: Bu yazıda geçen bilgilerin mutlak doğruluk iddiası olmayıp,etkilenen kitleye karşı herhangi bir sorumluluk taşımadığını, yalnız yaptığımız araştırmaları yorumladığımız metinler olduğunu belirtmek isteriz.