Srebrenista Katliamı

Bounsoc
4 min readJan 13, 2021

--

Bosna Savaşı, 1992–1995 yılları arasında Bosna-Hersek’te meydana gelmiş silahlı çatışmalara verilen isimdir. Komünizmin zayıflaması, Berlin Duvarı’nın yıkılması ve Sovyetler Birliği’nin çökmesi sürecinin bir devamı olan çok uluslu Yugoslavya’nın parçalanması; ülke içindeki halkların -dış kuvvetlerin de etkisiyle- birbirlerini yok etmek için adeta yarıştığı ortam doğurmuştu. Birkaç yıl içinde bu savaş ortamı yerini barışa bıraksa da parçalanma süreci bazı ülkeler için oldukça sancılı geçmişti, en başta da Bosna-Hersek için.

1992 yılına dönelim. Slovenya ve Hırvatistan Yugoslavya’dan bağımsızlığını ilan etmiş, Bosna ise referanduma gitmekteydi. Ülke nüfusunun %44’ünü oluşturan Müslüman Boşnaklar ile %17’sini oluşturan Hırvatlar bağımsız olma yönünde oy kullanmış, nüfusun %32’sini oluşturan Sırplar ise referandumu boykot etmişti. 3 Mart 1992’de Bosna bağımsızlığını ilan edince ülkedeki çatışmalar başlamış oldu.

18 Mart 1992’de Bosna’nın 3 etnik grubunun temsilcileri Bosna’yı kantonlara bölen Carrington–Cutileiro adındaki anlaşmayı imzaladılar. Boşnak temsilcisi Aliya Izzetbegovic ise imzayı attıktan kısa bir süre sonra imzasını çekti ve Bosna’nın her türlü etnik bölünmesine karşı olduğunu bütün dünyaya ilan etti. İmzanın çekilmesinin ardından Nisan ayında Sırplar JNA harekete geçti. 6 Nisan’da Sırp güçleri başkent Saraybosna’yı bombalamaya başladı. İki gün içinde de Müslüman nüfusun yoğun olduğu Zvornik, Foča ve birkaç köyü daha ele geçirdiler. Zvornik’in ele geçirilmesinden sonra yüzlerce Müslüman öldürüldü, on binlercesi göçe zorlandı. Haziran 1992’ye geldiğinde savaş Bosna’nın her köşesine yayılmıştı ve ülkede yerlerinden edilenlerin sayısı 2.6 milyona dayanmıştı. Yıl boyunca çatışmalar devam etti.

7 Ocak 1993 günü, Bosna Ordusu’ndan bir birim Kravica köyüne saldırdı. Saldırıda 11’i sivil olmak üzere 46 Sırp öldü. Sırp Cumhuriyeti, Bosna Ordusu’nun Sırpların evlerini ateşe verdiğini ve sivilleri katlettiğini iddia etti. Ancak Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) birçok evin daha önce yıkıldığı, Srebrenica kuşatmasının açlığa neden olduğu ve Boşnakların hayatta kalıp yiyecek ve silah elde etmek için yakınlardaki Sırp köylerine saldırmak zorunda kaldığı sonucuna vardı.

8 Ocak 1993'te Sırplar, Bosna-Hersek Başbakan Yardımcısını havaalanından alan BM konvoyunu durdurduktan sonra öldürdüler. Ardından Bosna Ordusu Srebrenica yakınlarındaki Skelani köyüne saldırdı, 69 kişi öldü. Bu gelişmeler sonrasında ABD ve BM tarafından birtakım barış planları önerildi. Sırp temsilcisi Radovan Karadzic tarafından imzalanan ve seçmenlerin %96’sı tarafından reddedilen Vance-Owen planının barışı tesis etmek üzere herhangi bir etkisi olmadı. 1993 yılının geri kalanında Boşnak-Hırvat Savaşı hakimdi. Hırvatlar ve Boşnaklar arasındaki çatışmalar 23 Şubat 1994’te Washington’da imzalanan antlaşmaya dek sürdü. Hırvat-Boşnak ittifakı yeniden kurulmuş olsa da onları ayıran sorunlar çözülememişti.

Şubat 1994'te Saraybosna’da kalabalık pazarın ortasına 120 milimetrelik bir havan mermisi atılarak 68 kişi öldürüldü ve 144 kişi yaralandı (1. Markale Katliamı). Savaşın en ölümcül saldırısı yaşanmıştı. 9 Şubat 1994'te NATO, Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı’na (CINCSOUTH) sivillere yapılan saldırılardan sorumlu olduğu belirlenen Saraybosna çevresindeki topçu ve havan mevzilerine karşı BM’nin talebi üzerine hava saldırıları başlatma yetkisi verdi. NATO ayrıca Bosnalı Sırplara 20–21 Şubat gece yarısına kadar Saraybosna civarındaki ağır silahların kaldırılmasını talep eden bir ültimatom yayınladı. Bunun üzerine Sırplar 17 Şubat 1994'te ağır silahları kaldırmaya başladı.

28 Şubat 1994’te NATO, BM’nin uçuşa yasak bölgelerini ihlal eden 4 Sırp uçağını düşürünce savaşa aktif olarak müdahil oldu. 1994 yılının geri kalanı Sırp kuşatması altındaki Boşnak yerleşimlerine giden insani yardım konvoylarının yağmalanması, Goražde güvenli bölgesini ihlal eden Sırplar ile NATO güçlerinin çatışması gibi olaylarla geçti. 1995 yılı ise insanlık tarihinin gördüğü en büyük vahşet ve barbarlık olaylarından birine gebeydi.

25 Mayıs 1995'te NATO, ağır silahları iade edemedikleri için Pale’deki Sırp askeri hedeflerini bombaladı. Bunun üzerine Sırplar tüm güvenli bölgeleri bombaladı. Yaklaşık 70 sivil öldürüldü ve 150 kişi yaralandı. 11 Temmuz 1995'te, General Ratko Mladić komutasındaki Sırp Cumhuriyeti Ordusu (VRS) güçleri, Bosna’nın doğusundaki Srebrenica BM Güvenli Bölgesi’ni işgal etti. Srebrenica Katliamı’nda 8.000'den fazla erkek öldürüldü. 400 kişilik Hollandalı barış gücü birliği tarafından temsil edilen Birleşmiş Milletler Koruma Gücü, kasabanın VRS tarafından ele geçirilmesini ve ardından gelen katliamı engelleyemedi. Bu olay bütün dünyada soykırım olarak nitelendirildi. Olayın ardından Bosna Cumhurbaşkanı Aliya Izzetbegovic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tuđman, bir anlaşma imzaladı ve ardından askeri operasyonlar başlatıldı. Hırvatistan’daki Sırp güçleri dağıtıldı, Batı Bosna’nın büyük kısmı ele geçirildi.

28 Ağustos’ta Saraybosna Markale pazarına düzenlenen ikinci VRS havan saldırısı 43 kişiyi öldürdü. 30 Ağustos’taki İkinci Markale Katliamına cevaben NATO Genel Sekreteri, BM Koruma Gücü ile birlikte Bosnalı Sırp pozisyonlarına yönelik yaygın hava saldırıları olan Deliberate Force Operasyonu’nun başladığını duyurdu. 26 Eylül’de, New York’ta Bosna Hersek, Hırvatistan ve Fransa Dışişleri Bakanları arasında barış anlaşmasına varıldı. 60 günlük bir ateşkes 12 Ekim’de yürürlüğe girdi ve 1 Kasım’da Dayton, Ohio’da barış görüşmeleri başladı. Savaş, 21 Kasım 1995'te imzalanan Dayton Barış Anlaşması ile sona erdi. Bu antlaşma ile Bosna-Hersek kantonlara bölünmüş ve ülkenin %49'unu Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska) %51'ini Bosna-Hersek Federasyonu’nun kontrol etmesi öngörülmüştür.

Savaş boyunca ezici çoğunluğu (%90) Sırplar tarafından gerçekleştirilmiş yüzlerce savaş suçu işlenmişti. Ölüm bilançosu ilk olarak 1994 yılında savaş suçlarını soruşturan BM Uzman Komisyonu tarafından 200 bin civarında tahmin edildiyse de tam olarak kaç kişinin savaşta hayatını kaybettiği bilinememektedir. Sırpların birçok ilde işlediği savaş suçlarının kanıtlanmasına rağmen yalnızca Srebrenica ve Doğu Bosna’da faaliyetlerin soykırım niteliği taşıdığı ICTY tarafından kabul edildi. Öte yandan savaş boyunca tamamına yakını Boşnak olmak üzere 12.000–50.000 arasında kadın hijyenik olmayan gözaltı merkezlerinde zorla tutuldu ve sistematik olarak tecavüze ve işkenceye maruz kaldılar. Hayatta kalan kadınlarda uzun yıllar boyunca psikolojik ve jinekolojik rahatsızlıklar görüldü.

Bosna Sırpları’nın Cumhurbaşkanı Radovan Karadžić ve askeri lideri Ratko Mladić, insanlığa karşı işledikleri suçlardan ötürü ömür boyu hapse mahkum edildi.

20.yy.ın sonunda Avrupa’nın ortasında yaşanan Srebrenica Soykırımı, “gelişmiş” Batı Avrupa devletlerinin çıkarlarına uymayan durumlarda benimsediklerini iddia ettikleri ilkelerden uzaklaşabildiğini, haksızlığa ve zulme karşı sessiz kalabildiğini gösterdi. İnsanlığın gördüğü bu “son” soykırımın hep “son” olarak kalması dileğiyle…

Kaynakça:

https://en.wikipedia.org/wiki/Bosnian_War https://tr.euronews.com/2020/07/10/srebrenitsa-soykirimi-surece-nasil-gelindi-neler-yasandi

32. Gün arşivi

Yazar: Alperen Doğan

--

--

Bounsoc

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden bir grup öğrencinin kurduğu bağımsız sosyoloji bülteni.