Uğur Mumcu

Bounsoc
2 min readJan 26, 2021

--

Uğur Mumcu’yu duymayan yoktur. Hepimizin içinde ondan bir parça da bulunmakta. Kimimiz onun özgürlükçü, kimimiz vatansever, kimimiz Kemalist, kimimiz ise korkusuz tarafına sahip. Onun gibi olabilmek çoğumuzun hayali, sonu ise çoğumuzun en büyük korkusu. Yitip gidenlere dönülüp bakıldığında onlardan geriye kalan değerleri ve uğruna toprağa karıştıkları davaları kalıyor. Her olayda bu kez bir şey olacak, bu kez bir şeyler değişecek diyen bizler maalesef ki kendilerine bizim geleceğimizi dert edinmiş ve yüz yıl önceki azimle savaşmış kişileri anlayamıyor, anlayamamakla kalmıyor bir de unutuyoruz.

Birgün mezarlarımızda güller açacak ey halkım

Unutma bizi…..

Ortaya attığı her iddiayı kanıtları ile desteklemiş, inandıkları uğruna tehditlere boyun eğmemiş, korkmadan sorgulamış ve soruşturmuş, bulduklarını da çekinmeden paylaşmış kahraman bir gazetecidir Uğur Mumcu. Araştırdıklarıyla herkesin tepkisini çekmiş, özellikle devletin üst kademeleri ile ilgili ileri sürdüğü argümanları ve terör dosyalarına getirdiği yeni açıklamalar ile oldukça fazla sayıda düşman toplamıştır. Laiklik, özgürlük ve özgür düşünce konularda uzun yıllardır taraflarını belli eden aydınların suikaste kurban gittiği 88’den 99’a kadar süren o suikast zincirinin bir halkasıydı. Terör bu aydınları susturmaya çalıştı ve belki de bir dönem gerçekten de susmamaya dair ant içildi fakat günümüz Türkiye’sinde hala basın yasaklarından, kapatmalardan, sansürlerden, kayyumlardan, ters kelepçelerden bahsediyoruz ama artık susmamak, bir asilik olarak görülüyor. Oysa Uğur Mumcu susmayı ve kendi kabuğuna çekilmeyi çağın suçu olarak görüyor, ‘’Cesur bir kere, korkak ise bin kere ölür.’’ demiyor muydu?

Ortaya attığı iddiaların ve belki de onun yazmaya devam edebilseydi aleyhinde konuşacağı kişilerin, halkın büyük bir tepkisini çekeceği belliydi. O zamanlarda birçok olay yaşanmakta, birçok gazeteci ve aydın bilim insanları gözaltına alınmakta ve özellikle 12 Mart sonrası gerilimin yaşandığı, 12 Eylül’ün ardından ise ulusal bağımsızlığa toplumsal güvenin sarsıldığı bir dönemde Uğur Mumcu, halkın gerektiği tepkiyi koyması için fitili ateşleyen kişi olabilirdi. Ardından bir süre için öyle oldu dense de hala ne onun davası çözülebildi ne de ülkenin refahını bozan kuruluşların belkemikleri tespit edilebildi. Üzücü olan nokta ise bugün Uğur Mumcu gibi kahramanca çıkıp işlenen suçlar ve yapılan usulsüzlükler tespit edildiğinde bu artık normal karşılanıyor.

Uğur Mumcu davasını Pandora kutusu haline getirenler kendilerine sormalılar ki namus borcu dediklerini ne zaman ödeyecekler? Ve biz, kendi döneminin korkusuyla yetişmiş, bizim görmediklerimizi görmüş ve yaşadıklarını yaşamamamız için tepkisizliği seçmiş büyüklerimizin sırtımıza yüklediği tarih ağırlığını ve onun içerdiği bütün çelişkileri nasıl geleceğe taşıyacağız?

Yazar: Cansu Gülbahar

--

--

Bounsoc
Bounsoc

Written by Bounsoc

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden bir grup öğrencinin kurduğu bağımsız sosyoloji bülteni.

No responses yet